Olcay Bolelli ilk maxi single çalışması "Hoşgeldin" ile müzik piyasasına bomba
gibi bir giriş yaptı. Toplam dört şarkıdan oluşan bu albümde Olcay Bolelli, aranjörü
Shaban Akan ve ikinci evi stüdyo BahçeKat ile Türkiye'nin en iyi müzisyenlerinden
oluşan dev bir kadroyla çalıştı. Şarkılarının sözü ve müziği kendisine ait plan Bolelli,
hayatında her şeyde olduğu gibi ilk albümü "Hoşgeldin"i de aşkla, ince ince dokuyup
sizler için hazırladı.
Hoşgeldin şarkısıyla müzik piyasasına hızlı bir giriş yapan Olcay Bolellli hakkında
merak edilenleri anlattı....
* Bize ailenizden ve çocukluğunuzdan biraz bahseder misiniz?
Aile benim için çok önemli hatta her şeyin üstünde diyebilirim. Kişiliğimiz ile ilgili temelin atıldığı, her zor ve önemli deneyimimizden sonra sığınılacak bir limanınız olduğu anlamına geliyor. Basınıza ne gelmiş olursa olsun o limandaki sevgiden sonra tekrar ayaklanıp yolunuza devam edebilirsiniz…
Orta halli sıcacık herkesin birbirine yakın olduğu bir ailede büyüdüm. Kestanemizin ve mandal kabuklarının sobanın üstünde piştiği, kızarmış ekmek kokusunun yayıldığı ve annemizin gözümüzün içine baktığı öksürsek tıksırsak başımızdan ayrılmadığı bir ortamdı bizimkisi.
Babam emekli, annem ev hanımı kalabalık bir ailemiz var. Dört kardeşiz ve ben üç numarayım. İzmirliyim. Baba tarafı Makedonya'dan sonra İzmir’e göçmüşler, anne tarafı Bodrum o yüzden hep bir yanımız deniz kokar ve o yüzden bizim terlikleriniz hep kumludur.
* Müzik hayatınıza ne zaman ve nasıl girdiniz?
İlkokul birinci sınıfta Melike Ayar öğretmenim,-Hayattaysa Allah uzun ömürler
versin buradan sevgi ve saygılarımı yolluyorum-sayesinde yıl sonu
müsameresinde oynadığımız oyunla o sahne tozu hücrelerime girdi
ve sanırım çok derin bir şekilde nüfuz etmiş ki bir daha hiç çıkmadı.
Özellikle o alkışın heyecanı.
Yine o dönem Abi'min eve getirdiği mızıka ile birtakım ezgiler yaratma çabalarımla
bu ateş tetiklendi. Lise yıllarımda yine Abi'min sayesinde piyano ve nota dersleri
aldıktan sonra benim bir parçam olan gitarıma kavuştum. Oturduğumuz
mahalle ve çevremizde herkes ufak tefek birtakım müzik aletleri
çalıyordu ve mahalle düğünleri, cafeler derken bu ortam beni ileride
bu işin eğitimini almam konusunda yönlendirdi. Sonra da konservatuarda
aldığımız eğitim beni profesyonel hayata taşıdı diyebilirim.
* Ege üniversitesi Devlet Türk Musiki Konservatuarı mezunusunuz? Musiki ile ilgili bir albüm yapmayı düşünüyor musunuz?
Konservatuarda aldığımız eğitim kulağınızı her türlü müziği anlamak ve kıymetini bilmek konusunda eğitiyor. Ben bu eğitimi en iyi şekilde kendi müziğime yönlendirmeyi tercih ettim. Şu an için böyle bir planım yok. Ama bu müzik dalında başarılı olan çok değerli sanatçılar var ve naçizane beni projelerinde görmek isterlerse beraber birşeyler yapmaktan her zaman onu duyarım.
* Müziğin sizin için anlamı nedir? Ayrıca musikinin sizdeki yeri nedir? Müziği nasıl tanımlarsınız?
Her anımın bir melodisi var benim için o yüzden müzik benim için zamanda yolculuk gibi bir şey. Yaşamımın tüm toplamını ifade ediyor aslında. Dokunduğumuz her şeyden kırıntılar o melodilere, ezgilere eklenen sözlerde ortaya çekiyor.
* ‘Hoşgeldin’ Maxi Single’ınızdan biraz bahseder misiniz?
CD'de bulunan bu iki şarkı da benim hayatımda önemli yerlere sahip. Beni tanıyan sahnelerime misafir olan tüm dostlarımın da şahit oldukları gibi daha ortada kayıt planları yokken bile paylaştığım ilk günden beri sürekli istek alan parçalar bunlar.
Yani aslında single'daki parçaları biraz da dinleyicinin kendisi seçti diyebilirim. Sonrasında söylerken ortaya koyduğumuz samimiyeti kayıtlara da geçirmeye çalıştık. Her bir notasını sözünü ilmik ilkmik işleyerek onlara olan sevgi ve saygımı bu şarkılarla mühürlemek istedim.
* İyi bir sanatçı olmanın kriterleri nedir sizce?
Karakterli müzik amaçlamak ve buna uygun güzel eserler sunmak için çok çalışmak gerekiyor. Tüm şeffaflığıyla, samimiyetiniz ile örnek teşkiledecek bir yaşam biçimi içerisinde olmak gerekiyor. Vizyonunuzla gelecek adımları önceden görebilmeli ve bu fikirlerinizle örnek ol malısınız.
* Sahne hayatınız da hiç unutamadığınız tatlı ve güzel bir anınız var mı?
Sürekli sahnede olup ilginç ve güzel şeyler yaşamamak mümkün. Canım abim Ali Ünal'ın organizasyonu ile 2000 yılıydı sanırım AKÇAY Zeytinli festivalinde sahneye çıktım.
İlk konser deneyimimdi ve sahneye çıktıktan sonra karşımda o kadar büyük bir kalabalıkla karşılaştım ki yüzümdeki ifadeyi bana daha sonra anlattılar. Kelimenin tam anlamıyla dizlerimin bağı çözülmüştü ve ilk anlar titriyordum ve sonra ilk şarkı girdi.
Haluk Levent’in Aşkın Mahpushaneyle sarkışıyla başladık ve sonrasını hatırlamıyorum. O gece ve sonrasında çığlık atan kızlar, fotoğraf çektirmek isteyen hayranlar star olmanın nasıl bir şey olabileceğini o zaman hissettirdiler bana ve bu anımı hiç unutamam. Benim için çok önemli bir motivasyon oldu.
* Sahne dışında hayatınız nasıl geçiyor? Neler yapıyorsunuz?
Ev insanıyım aslında. Sahne dışında evde vakit geçirmeyi çok severim. Kendimi ve arkadaşlarımı mutlu eden yemekler yapmayı severim. Sağ olsunlar güzel yemek yaptığımı da söylerler. Spor her zaman iyi niyetle başladığım, bazen disiplinle sıkı bir şekilde devam ettiğim gel git bir ilişkimiz olan birşey. Bunun dışında ruhumu arındırmak, ilham almak, yazmak ve dostlarla vakit geçirmek için seyahatler de yapıyorum. Ama bir süredir hayatım tamamen bu çalişma uzerine kurulu. Tum konsantrasyonumuz yeni single çalışmamız.
* Hobileriniz nedir? Gizli bir yeteneğiniz var mı?
Balık tutmayı severim, daha önce de bahsettiğim gibi yemek yapmak da önemli benim için. Hem işim ama hem de tutkum olan enstrümanlarım var çaldığım. Bunun dışında da Uzak doğu sporları ilgim alanında. Siyah kuşak lisanslı tekvandocuyum.
* Karşı cinste sizi çeken özellikler nelerdir?
Tabi ki öncelikle samimiyet, dürüstlük ve sadakat. Gülen yüz, gülen gözler ve aile bağları kuvvetli olması. İdealist olması da önemli benim için.
* Aşk ve sevginin sizin için anlamı nedir?
Ask; Her kalpte farklı şekilde var olan ve dili ne olursa olsun dünya tarihi boyunca tüm şarkıların, tüm sanat dallarının, ham maddesidir aşk…Anlatmaya çalıştığınız ve hala dilinizin ucunda kalanlardır aşk… Giderilemeyen uykusuzluk…
En tatlı ve bazen en caninizi yakan anlarınızdır… Tarif etmeye çalışsan da tarife yetemediğin, en ılık, en uysal, ama aynı zamanda en hırçın hâlin… Hiç kimse olamamış iken Allah'ın bir kuluna dünyaları sığdırdığın, en büyük hiçliğimiz aşk…
En ustaların çözemediği, en doygunların anlatamadığı bir ruh hali…. Ömrümün farklı zamanlarında sorsanız hep farklı nefeste farklı şekil bulur kalemimde…
Sevgi ise daha farklı tabii, anne gibi sonsuz olandır birden çok olana yetmek ve hiç tükenmemek derim sorunca…
* Sahne hayatı aşk hayatını etkiler mi ? Sizinkini etkiliyor mu?
Gerçek aşk varsa çalkantılı dönemlere karşı koyabilmeli ve üstesinden gelinmeli… Gerçek ask varsa sonsuza kadardır benim için, yoksa zaten hiç olmamıştır aşk… Belli sınırlar ölçüsünde her şey mümkün .. Tamamen kişiler ile ilgili bunu basarıp başaramamak…
* Sizi hayatta en çok ne mutlu eder?
Biriktirdiğim tüm cümlelerin, melodilerin şarkıya dönüşmesi ve bu şarkıların da başka gönüllerde bir yerlerde hayat bulması ve benim ortaya koyduğum coşkuyla konserlerde her bir ağızdan söylenmesi kadar mutlu eden başka bir şey olamaz herhalde.
Hayat, doğduğumuz büyüdüğümüz geliştiğimiz ürediğimiz sonrada yok olduğumuz süreç o yüzden yaşamımız boyunca üretmeli ve bunları bizden sonrakilere iz ve miras bırakabilmeliyiz . Hayatı dolu bir içerikle yaşamak lazım. Bir hedef belirlemeli ve yarına bireyeler bırakabilmek için çalişma yapmak lazım.
* Hayat felsefeniz nedir?
Genel olarak da anlaşılabileceği gibi benim yaşam felsefem dürüst, samimi ve gerçek olan herşeyle beraber en verimli en derin hâlimle yarında var olmaya çalışmak
* Gelecek ile ilgili planlarınız, hedefleriniz nedir?
Daha çok üretip daha geniş kitlelerle bir araya gelip şarkılarımı birebir paylaşmak ve inşallah kendimce birikimlerimi bir kitapta toplamak hayalim var.
* Uzun seyahatler mi, kısa kaçışlar mı? Hafta sonlarını değerlendirir misiniz?
Uzun seyahatlere vaktim yok şu anda o yüzden kısa kaçışlar şimdilik.
* Sizin için tatil deniz kum güneş üçlemesi midir? Yoksa gezelim görelim yiyelim mi tercih edersiniz?
Gezip keşfetmeyi çok severim ama bahsetmiştim ailemiz genelde denizin bir parçası gibi.
* Mavi Tur mu? Tren yolculuğumu yoksa uçak mı?
İşin içinde deniz varsa her zaman deniz seçilir bizde o yüzden Mavi Tur.
* Dünya barışı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Her millet ile dil, din, irk ayrımı olmadan beraber yaşamayı başarmalıyız. İnsana insan olduğu için saygı duyup. hak hukuk gözettiğimiz noktada bütün sorunlar ve düşmanlıklar ortadan kalkacaktır eminim.
* Küresel ısınma, doğal yaşam ve orman konuları varç Bu konularda siz ne düşünüyorsunuz?
Ne yazık ki bir süre sonra bizim topraktan ürettiğimiz doğal olan her şeyin kıymetini ve önemini gerçekten fark ettiğimizde iş işten geçmiş olacak diye korkuyorum. Her ne kadar kimyasallar ve bazı politikalar doğal hayatı çok korumuyorsa da ben yine de umudumu kaybetmiş değilim. Bu konuda bir çalışma yapmam istenirse destek olmak isterim.
* Sokağa atılan hayvanlar, sokak hayvanları, hayvan barınakları ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
İnsanların bu kadar sorumsuz olması içimi acıtıyor doğrusu. Allah’ın yarattığı her canlı değerlidir. Sokak hayvanları her zaman hayatımızın bir parçası oldu. Hayvan satan dükkânlar yerine barınaklardan almaya öncelik göstermeliyiz ve barınakların durumlarını iyileştirmeliyiz diye düşünüyorum.